Günümüzde artık pek çok film platformu ortaya çıktı ve film seçmek de günden güne zorlaşıyor. Geçen haftalarda film seçmek için dijital platformlar arasında gezinirken Brad Pitt’in bu filmini izlemediğimi fark ettim. Babil kelimesini görünce de dikkatimi çekti. Dil öğrenimi üzerine pek çok yazı okudum ve dil çeşitliliğinin ortaya çıkışının Babil’e dayandırıldığını hatırladım.
İncil’de yer alan Babil Kulesi efsanesi, Tanrı’nın insanları cezalandırmak için dillerini karıştırdığını ve farklı diller konuşmaya başladıklarını anlatıyor.
Babel, Alejandro González Iñárritu’nun imzasını taşıyan kült film. Filmi izlerken hangi duyguyu yaşayacağımı şaşırdığım bile oldu. Mekanlar arası geçiş o kadar aniden oluyor ki düşünmeye fırsat bile vermiyor. Film, kültürel farklılıkları ve dil çeşitliliğini derinden işliyor. Dünya üzerindeki her kültürün kendi değerleri, inançları ve dil yapısı var. Babel’de ise bu farklılıkların çatışması ve insanların yaralarını sarmaya çalışmalarını anlatılıyor.
Filmin adı olan “Babel” ise bir kültür mozaiğine atıfta bulunuyor. Her bir karakterin hayatına dokunan farklı insanlar ve kültürel yapılar, filmin adeta bir parçası gibi görünüyor. Filmde, Meksika, Fas, Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri gibi farklı ülkelerde geçen dört ayrı hikaye anlatılıyor. Bu da insanlığın ortak yarasının kültürel farklılıklarla nasıl şekillendiğini gösteriyor. İnsanların birbirlerine duydukları ihtiyaç ve bağlılık, dil bariyerlerini aşıyor ve insanların birbirlerine nasıl dokunduklarını gösteriyor. Filmdeki karakterlerin hayatları arasında çok küçük bağlantılar olmasına rağmen, tüm hikayeler birbirine dokunuyor ve bir bütün oluşturuyor.Filmin sonunda ise , birbirlerine yabancı olan ve farklı diller konuşan karakterlerin bile anlaşabileceğini ve ortak duygular paylaşabileceklerini görmek ise heyecan verici. Sonuç olarak filmi izlemenizi tavsiye ediyorum.