Birazdan anlatacaklarım ne bir film öncesi yazısı ne de tam bir inceleme olacak. Sadece ve sadece film hakkında yazdığım üç beş düşünceden ibarettir. Dün Nuri Bilge Ceylan’ın son filmi “Kuru Otlar Üstüne” filmini izledim ve filmin etkisi üzerimdeyken bir şeyler karalamak istedim. Açıkçası, bu film beni derinden etkiledi ve içine hızlıca çeken bir film oldu. Filmi izlerken, NBC’nin alışık olduğumuz o yavaş temposu ilk başta zorlayacak gibi geliyor ama film atmosferi hızlıca sizi içine çekiyor. Üniversite öğrenimim boyunca Erzurum’da yaşamış birisi olarak o soğuğu içimde hissettim ve öğrencilik zamanlarım gözümde canlandı. Ki çekimler de Erzurum’un Karayazı ilçesinde yapılmış. Film dakikalar ilerledikçe sizi de olaya dahil ediyor.
Burada iki mevsim yaşanır ya kış ya da yaz
Karakter Analizi
Filmin başlarında Samet’i izlerken, onun bu küçük Anadolu kasabasında sıkışıp kalmışlığını hissedebiliyorsunuz. Gözlerindeki o boşluk, sanki “Ben burada ne yapıyorum?” sorusunun canlı bir tezahürü. Büyük şehirden gelmiş, belki de büyük hayallerle öğretmenliğe başlamış ama şimdi… Şimdi sadece günlerini doldurmaya çalışan biri haline gelmiş. Öğrencilerle olan ilişkisine baktığımızda hem öğrencileri önemsiyor hem de umudunu yitirdiğini fark edip taşra gerçeklerini öğrencilerin yüzüne vuruyor. Samet, ne çok iyi bir karakter ne de çok kötü bir karakter. O kadar realist bir bakış açısı taşıyor ki günümüz koşullarındaki benzer şartlardaki öğretmenlerin bir yansıması gibi adeta. Samet ve Kenan’ın aralarındaki ilişkiye baktığımızda sadece taşradaki yalnızlıklarını gidermek için var gibi. İkisi de bir dosttan ziyade aynı evi paylaşan, evi otel gibi kullanan kişiler. Samet’in içerisindeki narsist kişiliğini Samet, Kenan ve Nuray’ın kafede buluştuğunda, Nuray’ın Kenan’ın yüzünün fotoğrafını çekmek istediği sahnede görüyoruz. Nuray’ın fotoğraf karesine giren Samet’in kolunu çekmesini söylemesi adete Samet’in artık ön planda olmayan, önemsiz birisi gibi bir durumda hissettiriyor. Artık masanın ana subjesi Samet değilmişçesine. Sonrasında Kenan’ın Nuray’a direksiyon dersi vermesini ve Kenan’ın bunu gizlediğini gören Samet’in dışlanmışlık hissi karşısında Kenan’ın Nuray’la görüşmelerinden Samet’e bahsetmemesi bu dozu daha da artırıyor. Buna karşılık Nuray Samet ve Kenan’ı eve davet ediyor ancak Samet bu davetten Kenan’a hiç bahsetmiyor. Samet’in tek başına gitmesi ve gizli kalması gerekenleri doğrudan Kenan’a kibirli bir dille aktarması sonucunda Samet’in bu durumdan zevk alışını izliyoruz.
Taşra Dili
Taşralardaki standart olguların çok iyi yedirildiğini düşünüyorum. Bunlardan birisi de Ziraat Bankası. Her taşrada şehrin meydanında bulunan Ziraat Bankası tüm öğretmenlerin, memurların uğrak noktası ki Samet’in para çekerken Nurayla karşılaşması da buradadır. Ayrıca taşralardaki bu memur kesimin tercih ettiği her türlü imkanın bulunduğu taşranın ruhundan arındırılan kafe de bunlardan birisi. İnsan bir olayın içine girdiğinde gezmeyi ve keşfetmeyi unutur. Samet’in de bunca zaman gezmediği tarihi yerleri, ayrılma vakti geldiğinde her yerde fotoğraf çektirerek gezmesi artık ayrılık vaktinin geldiğini ve bir daha oraya dönmeyeceğini hatırlatan bir sahne.
Filmin Anlattıkları
Kuru Otlar Üstüne, sadece bir taşra hikayesi değil bence. İçinde bulunduğumuz toplumun bir yansıması gibi. Eğitim sistemimizin sorunları, kadınların yaşadığı zorluklar, taşra-şehir çatışması… Hepsi var bu filmde. Büyük umutlarla başlanan, pek çok sınavdan geçerek başlanan öğretmenlik mesleğinin taşra yolculuğunda ne eğitimden ne de öğretimden eser kalmadığı, sadece bir gün bu ızdırabın biteceği günleri sayan bir olguya dönüştüğünü görüyoruz.
Son Sözler
Kuru Otlar Üstüne, kolay bir film değil, bunu baştan söyleyeyim. Ama sabırla izlendiğinde, insana çok şey katıyor. Bu filmi festivalde izlemek isterdim. Bu zamana kadar izlemediğime çok pişman oldum. Soğuk bir kış havasında izlenirse daha etkili bir izlenme deneyimi oluşturacağını düşünüyorum. Film aralarına sıkıştırılmış fotoğraflar da mükemmel kalitede şehrin ruhunu yansıtan taşranın, anadolunun karakterlerini bize yansıtıyor adeta. Bu görsel şölenin filme çok yakıştığını da söylemeliyim. NBC’nin bu filmi, sadece izlenen değil, yaşanan bir deneyim sunuyor. En beğenmediğim kısmı ise Samet’in Nuray’ın evindeyken Dördüncü Duvar’ı yıkarak sinema setinin içerisinde gördüğümüz sahne, filmden soğumaya sebep oluyor. Bu sahnenin filmin ruhuna yakışmadığını düşünüyorum. Son olarak, eğer siz de derin, düşündürücü filmleri seviyorsanız, Kuru Otlar Üstüne filmini mutlaka izlemelisiniz.
Filmi izlediyseniz tartışmak için yorumlara beklerim.